Tarih boyunca diplomatların veya elçilerin sabote edilmesi hep gündeme gelmiştir. Bunların bazıları açık bir şekilde gerçekleşmiş bazıları ise gizliden yapılarak sonradan ortaya çıkmıştır. Özellikle Dünya Savaşları sırasında üst seviyelere ulaşan bu vakalar uluslararası diplomaside büyük krizler yaratmıştır. Diplomatların dinlenmesi, suikaste kurban gitmeleri, zehirlenmeleri vb. olaylar, bu mesleğin ne kadar zor bir iş olduğunu gözler önüne sermiştir. Türkiye’nin de bir dönemine iz bırakan ASALA Örgütünün faaliyetleri birçok Türk Diplomatın ölümüyle sonuçlanmıştır. Son günlerde ise Amerikalı ve Kanadalı diplomatları vuran Havana Sendromu gündemi sarsmıştır.
Küba’da görev yapan Amerikalı Diplomatlar, 2016 yılında baş dönmesi, denge ve duyma kaybı, anksiyete ve “bilişsel sis” gibi semptomlarla sağlık sorunları yaşadıklarını bildirdiler. 2017 yılında, Kanadalı Diplomatlar da aynı semptomlarla hastalık yaşadıklarını bildirerek Ottawa Hükümetine 21,1 milyon dolarlık bir tazminat davası açmışlardı. Kanadalı Diplomatlarda da aynı semptomların görülmesi ve 40 diplomatın bu hastalığa yakalanması üzerine ABD Hükümeti harekete geçti ve durum araştırılmaya başlandı. Bu gizemli hastalık daha sonralarında Küba’nın başkenti olan Havana’nın adıyla anılmaya başlandı. Dönemin ABD Başkanı Donald Trump, Küba Hükümetini sonik saldırı yapmakla suçladı ancak Küba hükümeti bu iddiaları reddetti. ABD hükümeti, Küba’daki personel sayısını minimuma indirdi. 2018 yılında Çin’deki Amerikan diplomatları da aynı semptomlara maruz kaldıklarını bildirdiler. Ayrıca yine 2018 yılında da birçok ülkede görev yapan CIA Ajanları özellikle Rusya’da görev yaptıkları sırada bu hastalığa maruz kaldıklarını belirtmiştir.
Havana Sendromu Yeniden Gündemde
2018 yılında JAMA Dergisinde yayınlanan ve Kübada hastalığa maruz kalan diplomatlar üzerindeki çalışmaları ele alan makalelerde, bir tür beyin hasarının görüldüğü ancak hasarlara neyin sebep olduğunun bulunamadığı rapor edilmişti. JAMA Dergisinin bir yazarı ise ana şüphelinin mikrodalga silahları olduğunu belirtmişti. Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Bilimler Mühendislik ve Tıp Akademileri, bir uzman komitesi kurarak bu durumu araştırdı. Aralık 2020’de yayınlanan rapora göre Havana Sendromuna yakalanan kişilerde beyin anomalileri görülmüş ve bunun sebebinin yönlendirilmiş mikrodalga radyasyonun olduğu belirtilmiştir. Soğuk Savaş yıllarında Sovyetler Birliği’nin, Amerikan diplomatlarına aynı şekilde saldırılarda bulunarak diplomatları sabote etmiş olması Havana Sendromunun bir sabotaj çalışması olduğu kanısını güçlendirmiştir. Son zamanlarda da 3 vakanın görülmesiyle Havana Sendromu yeniden gündeme gelmiş ve muallakta olan soruların altının oyulmasına sebep olmuştur.